Milton Friedman-Liberalizm kitap özeti

Şu cümleyi ele alalım:

"Ülkem benim için ne yapabilir demeyin, kendinize ben ülkem için ne yapabilirim diye sorun " John Fitzgerald Kennedy.

Bu cümle iki  parçadan oluşuyor, "Özgür bir toplumdaki özgür birey ideali var" diye düşünülebilir ama, bu cümlenin her iki parçası da bunları ifade etmiyor. Başka perspektiften bakarak irdeleyelim.

"Ülkem benim için ne yapabilir" = devletin patron olarak algılanmasıdır, bu algıya göre, yurttaş da onun bekçisi  olurdu. Bu doğru olsaydı insan kendi yazgısından sorumlu değil derdik. Bu yanlıştır, "Ülkem için neler yapabilirim" = devlet efendi / tanrı, Yurttaş da hizmetkarı demek doğru değildir.

Ülke, özgür bireylerin toplamı, bireylerin üzerinde değil, bireyleri aşan birşey değildir.

Kişi = ortak ulusal mirastan gurur duyar
ortak toplumsal geleneklere sadıktır
Bireysel sorumlulukları vardır
Çeşitli hedef ve amaçları vardır.
Özgürlüğünü korumaya çalışır

Devlet= Kişi için bir araçtır,
Lütuf ve ödüller bahşedici değildir
Körükörüne tapılmamalıdır
Hizmet edilecek bir efendi değildir
Bireyin özgürlüğünü korur

Ulusal  hedefi, Yurttaşların çeşitli bicimlerde gerçekleştirmeye çalıştığı amaçlar birliği şeklinde düşünmek gerekir.

--
Özgürlük: 
Birey devletin özgürlüğü yokedici birşeye dönüşmesini engeller
Devlet de özgürlüğü korumak için önemli ve gereklidir. (yani bireylerin devlete ihtiyacı var
Devlet özgorlüğün kullanılmasını sağlayan bir araç

  • Devlet gücü:
    • ilk güç
      • güç siyasal ellerde yoğunlaşır
      • bu yoğunlaşma özgürlüğe bir tehditer 
      • Bu güç farklı kişileri cezbeder , ve kişiyi değiştirir
    • İkinci güç
      • Bu gücü elinde bulunduran vaatler verir ve kişi bundan yararlanır.
  • Anayasada iki ilke bu iki unsura cevap verir
    • ilke 1: Devletin hedeflerimin ve etkinlik alanlarının sınırlandılması
      • Kişisel özgürlüğü işte ve dışta korumak 
      • Adalet ve düzenin sürekliliğini sağlamak ve uygulatmak
      • Rekabetçi piyasaları güçlendirmek
      • Devlet kişi için pahalı olacak işleri topluca gerçekleşmesini sağlar. 
      • Bu unsur tehlikeli ancak çok lüzumludur. 
      • Bu unsur için avantajlar dengelenmeli:
        •  gerekli / gereksiz 
        • nasil
        • metodolojii ve uyglama ile
      • Bu  unsur için gönüllü işbirliği gerekir
        • siyasetçinin mi ? 
        • zimmete geçirme olmasın diye mi ?
      • Bu unsur özel girişine dayanmalı 
        • kişi çabası gerekiyor
      • Bu unsur için özel girişim devleti denetlemeli, din söz ve düşünce özgürlüğünün koruyucusu olmalıdır
    • ilke 2: Hükümet gücü yaygınlaştırılmalı,zorunluluğu/ihtiyacı var (mı?)
      • zira hükümet güç kullanacaksa bunu hep küçük tutmaya çalışmalı
        • ile yapılacak şeyi eyalet boyutuna taşımamalı
        • genelleşme olmamalı
        • böylece farklı illerde farklı uygulama olması sağlanır
        • böylece kişi bir ilde memnun değilse başka bir ile taşınabilir
        • = Bu kişiye seçenek sunmaktır
  • Merkezileşme olursa (s17)
    • merkezileşme çok çekicidir (galiba siyasetçi için)
    • Federal hükümet kararları yasa gücündedir (yani genelleşme yapıyor)
    • Federal hükümet kararlarından sakınmak zordur(Bu genelleşme/merkezileşme sebebiyle)
  • Merkezileşme olmazsa
    • Eğer merkezileşme çok çekici olmasaydı federal hükümet kararlarından sakınmak kolay olurdu. Çünkü bu kararlar yasa gücünde olmazdı
    • Kararlar yasa gücünde olmadığında zengin yoksul eşitliği sağlanamaz
      • bu durumda kişisel amaçlar kamu amaçlarının önüne geçerdi
      • yani bir denge kurulması gerekiyor diyor Friedman
    • Yapılan bir iş birisine iyilik ederken başkasına kötülük eder, ayrıca siyasetçi için zorluklar demektir. 
Tarihte şu görülmüştür. Merkezileşme şu alandaki ilerlemeleri sağlamaz: mimari, resim sanatı, bilim, edebiyat, sanayii, tarım.
Çünkü hiçbir sanatçı (shakespear), Kaşf (kolomb), bilim adamı (Newton, Edison) parlamento direktifiyle hareket etmemiştir.
Başarılar şunların  ürünüdür: bireysel deha, azınlık desteği, çeşitlilik, değişikliğe izin veren toplumsal ortam. Hükümetler bunların hiçbirini sağlayamaz. 
Hükümetler tek tip standartlar ile bireyin yaşam düzeyini iyileştirir ama bu tek tip sıradanlık ve "ilerleme yerine durgunluk getirir"
***
Kitaptaki anafikir şudur:
  • rekabetçi kapitalizmin rolü
    • bu ekonomik özgürlüğün bir sistemidir
    • ayrıca bu siyasal özgürlüğün koşuludur
  • manası şunlar
    • ekonomik birimler var
    • bunlar serbest piyasalar çalışıyorlar
    • özel girişimde bulunabiliyorlar. Bireysel davranabiliyor
    • bireysel davranarak örgütleniyorlar
Hükümetin oynaması gereken rol
  • kendini özgürlüğe adamış bir toplum var
  • bu toplum ekonomik etkinlikler düzenliyor
  • bu etkinlikleri piyasaya dayanarak düzenliyor
Buradaki soyut düşünceleri gerçekleştirmek zordur
  • çünkü ilkeler ayrıntılı olamaz
  • her gün yeni sorun ve koşul eklendiğinden ayrıntılı anlatmak mümkün değil
  • Bu sebeple devletin rolü bir bütün olarak ortaya konamaz, rolü zorlukla tanımlanabilir (yani Marx gibi bir sistem önerilemez)
  • bundan dolyı sürekli ilkeler denenip sınanmalı (Friedman, yeni şartlara göre, sabit bir sistem olamaz, sürekli değişen bir sistem olmalı diyor diye anladım)
Schumpeter'in liberalizmi bugünkü ve XIX yy'daki liberalizmden ayrıdır, özel girişim karşıtıdır.

XVIII yy liberalizmiXIX yy 1930-1940 liberalizmiXX yy liberalizmi
BenthamDikey, Mises, Hayek, Simons
Asıl amaç: özgürlükasıl amaç refah ve eşitlikÖzgürlük için, ilk önce refah ve eşitlik gerek
Asıl varlık: birey
Devletin ekonomik rolü azalmalıekonomik politika devlete dayanmalıDevlet müdahalesi ve koruyuculuğu
Bireyin rolü geniş
Ulusları birbirine bağlarörnek: ingiltere'deki kolektivizmÖrn: İngiltere işçi partisi ekonomik politikası: "işlerin denetimi". 
Bu yasa full merkeziyetçiydi ve çabucak kaldırıldı ve sayesinde özel piyasa önemi arttı
Barış ve demokrasi ile uluslar bağlanır
Devletin siyasette keyfi gücü azalmalıgüç merkezileşmemeli. Siyasal güç herkeste olmalıHükümet seçmenler tarafından denetlenir
Bireylerin medeni özgürlükleri korunmalıBireysel özgürlük genişletilmeliMerkezi hükümet olmalı
XVIII yy = siyasal açıdan radikal görüşBu dönem radikal değilBu dönem, siyasal açıdan radikal

Bu tablodan çıkan sonuç: Liberalizm terimi yozlaşmış muhafazakarlığa dönüşmüş. Bu yanlış. Oysa ki liberalizm özgür insana özgür bir öğreti olmalı.

Hayek: "Köleliğe giden yol", "the road to serfdom" (s21)

Birinci Bölüm

Ekonomik özgürlük ile siyasal özgürlük arasındaki ilişki

  • Demokratik sosyalizm: 
    • ekonomi ve politika bilimleri ayrı
    • Bireysel özgürlük siyaset ile alakalı
    • Maddi refah ekonomi ile alakalı
    • Siyaset ekonomi ile birleştirilebilir
    • Bu sovyet rejimi haricindeki sosyalizmdir
  • Eleştiri
    • Bu görüş hayaldir
    • ekonomi ve siyaset yakın ilişkilidir
    • sosyalist toplum özgür olamaz
Özgür toplumda 
  • ekonomik düzenleme: 
    • bireysel özgürlük parçasıdır
    • düzenleme varsa ekonomik özgürlük var demektir
    • ekonomik özgürlük olması amaçtır
  • siyasal özgürlük
    • ekonomik özgürlük olması, siyasal özgürlüğü sağlar
  • Örnekler:
    • uluslararası alanda bir eyleme uygulanan tüm kısıtlamaları sadece ekonomik özgürlük kısıtlamasıdır. Siyasi görünse de ekonomik özgürlük kısıtlamasıdır
    • ulusal alanda yasalar çıkması ekonomik özgürlüğü kısıtlar
  • Meslek ruhsatını alamayıp, mesleğini icra edemeyen özgür değildir
  • Damping uygulayamamak, kotalar ile miktar kısıntısına maruz kalmak özgürlüğü kısıtlar
Ekonomik örgütlenme ekonomik özgürlüğü sağlar = rekabetçi kapitalizm
  • gücün merkezileşmesini engeller
  • gücün yayılmasını engeller
  • ekonomik gücü siyasal güçten ayırır 
    • bu ayırım ile bir öbürünü dengeler
    • sonuç: siyasal özgürlük gelişir
  • Bu tarihte hep olmuştur. Roma ve Yunan büyümesi bu yolla olmuştur
ÖRnekler
  • Ekonomik özgürlük var, siyasal özgürlük yok
    • Faşist İtalya ve İspanya
    • Nazizm hariç 70 yılda Almanya
    • 1. Dünya Savaşı öncesi Japonya
    • Çarlık Rusyası
    • Tipik özelliği: 
      • özel girişim var
      • bireysel iş değiştirme kararı var
  • Ekonomik totalitarizm, siyasal totalitarizm
    • Nazi Almanyası
    • Sovyetler
    • Özel girişim yok
    • Bireysel iş değiştirme kararı yok
Senum (?) plan:
  • özgürlüğün bileşkeni (içindekiler): piyasa
  • piyasa düzenlemesi ile siyasal özgürlük ilişkisi
  • özgür toplum için ideal ekonomik düzenleme ne olmalı
Özgürlük bireyseldir veya aileyi kapsar, insanlar arası ilişkileri kapsar
  • Toplumsal örgütlenme amaçlı
    • toplumsal birey özgürlüğünü kullanması
      • birey ahlakından sorumlu
      • iki değer, toplumsal özgürlük değerlerinden
        • insanlar arası ilişkilerde değerler (ahlak)
        • bireysel ahlak ve felsefesi
  • Toplumsal örgütlenme sorunu şudur
    • çok sayıda insan ekonomik etkinliklerini birbiriyle uyumlu nasıl düzenleyecek
      • işbölümü ve işlevlerde uzmanlaşma 
      • bilim ve teknolojiden yararlanabilmek için karmaşık eşgüdüm
    • çok yaygın karşılıklı bağımlılık var-> bunu bireysel özgürlükle uzlaştırmak gerek
  • Ekonomik etkinliklerin eşgüdümü sağlanması 
  • Totaliter teknik= merkezi yönlendirme ile zor kullanmak
  • Piyasa alanları tekniği = gönüllü işbirliği sağlamak
    • gönüllü işbirliği ile eşgüdüm sağlamak için
      • işlem iki yönlü gönüllü olmalı
      • işlem iki yönlü biliniyor olmalı
      • Böylece her iki taraf yarar sağlar
        • bu değiştokuştur
        • bu özgür özel girişim alışveriş ekonomisidir
        • bu rekabetçi kapitalizmdir
        • Böyle toplumda birçok bağımsız aile yuvaları vardır
Her aile üretir ve diğer ailelerle doğiştokuş yapar üretilen mal veya hizmettir.
Her aile ihtiyacını kendi isterse üretebilir. Bu sebeple başka aile ile değiş tokuşa zorunlu değildir. 
Her aile işbölümünde bir parçada uzmanlaşmıştır. Bu uzmanlaşma, aileye fazla ürün üretmeyi sağlar. Fazladan üretilen ürün ile kendisine ve müşteriye fayda sağlayan değiş tokuşu yapar.
Fazladan ürün üretmek, uzmanlaşmak, işbölümünde bir kısım seçebilme özgürlüğü, ayrıca değiştokuşu zorunlu olmadan özgürce yapabilmek kuvveti (m
arge de liberté gibi, ama Friedman daha fazlasına işaret ediyor) herkesin korkmadan, güven içinde, farklı şeyler üretmesini sağlıyor. 
Korkmuyor çünkü zorunluluk ve ihtiyaç sebebiyle olan bir değiştokuş değil bu. Bir tür zevk için başkasından satınalma var.
Sonuçta değiş tokuş, zorunlu bir karşılaşma değil, bir işbirliğidir.
  • gelişme
    • girişim
      • değiş tokuş yapan aracılar, hizmet sağlayanlar ve satınalma ile çağdaş toplum gelişti. Bu içi girişim oluyor.
    • para
      • Para değiş tokuşu kolaylaştırdı
      • Para ayrıca değiştokuşu ikiye böldü
        • satma
        • satınalma
  • Gelişmedeki özellikler
    • girişim ve para, yani gelişmede yine işbirliği var: 
      • işbirliği bireysel (yani aile yok) 
      • ve gönüllü
    • girişimler 
      • özeldir (devletin değil), 
      • anlaşmayı bireyler yapar
      • bireyler değiştokuşa (satma ve satınalmada) girip girmemekte özgürdür
  • Uygulamada zorluklar
    • Bu koşulların 
      • ayrıntılandırılması zordur, zorlanıyoruz
      • korunup sürdürülmesi zordur, zorlanıyoruz
      • bu koşullar için kurumsal düzenleme yapmak zordur, zorlanıyoruz
    • Bu koşulları engelleyen veya zorlaştıran şeyler
      • tekelleşme
      • bedel talep edememek
      • bedel tazmin edememek (=komşuluk etkileri)
Tüketici özgürlüğü rekabet olması ile korunur
Satıcı özgürlüğü müşteri çokluğu ile korunur

İkinci Bölüm

  • Çarpık eşitlik nasıl oluyor:
    • Kötü durum ve eleştirisi: totaliter toplumlarda kullanılan araçlar varılan sonucu doğrular
      • Ancak varılan sonuç nihai değildir, geçici sonuçtur, yarım kalmış sonuçtur
      • Bundan dolayı kullanılan araçlar doğrulanamaz, haklı çıkarılamaz
    • İdeal durum: liberal toplumlarda kullanılan araçlar varılan sonucu doğrular
      • liberaller için, uygun araçlar, gönüllü işbirliği ve özgür tartışma, herhangi bir baskı altında olmayan araçlardır.
      • Bu piyasada tam fikir birliği oluşması demektir
      • Bu, piyasanın, etkili bir nıspi temsil sistemidir demek
        • Nıspi temsili sistemi siyasal biçimde kullanmak zorlamadır. Çünkü her grup, siyasal olarak, temsil edilemiyor, sadece azı temsil ediliyor
        • Piyasada çok fazla nıspi temsil sistemi var. Bu sebeple grup ile temsil etmeye gerek yok.
      • Ayrıca yasalar grup ayırt etmeden hepsine uygulanır, böylece nıspi temsil çoğunluğa boyun eğmek durumundadır. Bu görüş birliğinden uzak bir şekildir, ayrıca siyasal sistemde etkisizliğe ve bölünmeye yol açar
      • Etkili nıspi sistem olanaksız olduğu durumlar var: ulusal savunmada çoğunluğa uymak gerekir
        • bu çoğunluğa uyma şu durumda zorlama olmayabilir. İnsanların görüş birliğinde olduğu bir sorun söz konusu olabilir.
  • Devletin rolü (piyasa bunu yapamaz (?))
    • oyunun kurallarını belirlemek
    • hakemlik yapmak
    • kuralları uygulatmak
  • Değiş tokuşun olanaksız olduğu durumlar
    • Teknik Tekel : 
        • bir tek üretici veya girişimin teknik açıdan elverişli olması durumu
        • Bu durumlar sınırlı sayıdadır
        • ABD'deki örnek
          • telefon hizmetleri
          • demir yolları
          • posta hizmetleri
      • Teknik tekelin ortaya çıkması şöyle olur
        • kamu düzenlemesi
        • kamu tekeli
        • ya da özel tekel ile
        • Bu üç tekel de kötüdür, en kötüsü (ABD ayarına göre) özel tekeldir
      • Toplumlar durağan değildir. Bu sebeple teknik tekeli ortaya çıkartan koşullar değişir.
      • Bu değişime kamu ve özel tekel ayak uyduramaz, köhneleşir, ayrıca bu tekel zorlukla kaldırılabilir.
      • Kamu veya özel olsun bu tekeller kendini muhafaza etmek için kurumlar vasıtası ile dayatmalar yapar: İngiltere'de demiryollarını korumak için kamyon taşımacılığı devlet tekeline alındı.
      • Yani başkalarını rekabetini yasaklayarak kurulan bir tekel, teknik sebepli olsa bile, rekabeti yasaklamakta haklı olamaz.
      • Bir teknik tekelin geçerli sebepli olup olmadığını kanıtlamak için, bu sektöre giriş serbest bırakılmalıdır.
        • eğer teknik olarak başka firmalar rekabet edemiyorsa, demekki teknik tekel doğrudur
        • Ama rekabet edebiliyorsa demek teknik tekel kalkmalıdır.
    • Komşuluk etkileri ="bireyin yaptığı eylemlerin diğer kişileri(topluluğu) etkilemesi, ama bunu bedelinin talep ya da tazmin etmenin mümkün olmadığı durum
      • örnek: akarsuyun kirletilmesi, 
        • akarsuyu kirleten diğerlerini iyi suyu kötü suyla değiştokuş etmek zorunda bırakır. 
        • Diğerleri bu değiştokuştan kaçamaz, veya zorla tazminat verilmesini sağlayamaz (müşteri:halk / hizmet sağlayan: ASKİ)
        • Tersi: karayollarını kullananı belirlemek çok maliyetli ve mümkün olmadığından benzin satışı ile karayollarını tazmin edebiliyor, bunda otoyollar hariç. (müşteri=halk , hizmet sağlayan=karayolu)
          • bedel talep edilemiyor: hangi araç o yolda ne kadar yol aldı
          • farklı bir araç: şehir içi parklardan geçiş kullanım ücreti alınamaz, ama ulusal parklardan alınabilir
    • Eleştiriler:
      • komşuluk etkilerini devlet, ekonomiye müdahalelerini 1mantığa uydurmak için kullanmıştır" (s61). Bu müdahaleye meşruiyet vermez (yani sorgulanıp iptal edilebilir)
      • Ancak komşuluk etkilerini, devletin yetkisini sınırlamak için de kullanmak mümkün; yaratılan komşuluk etkisi esasen ne boyutta olduğu bilinmiyor. Buna göre "ödenmesi gereken maliyet aşırı mı?" diye bir soru devlete yöneltilebilir. Devlete yöneltilecek ikinci soru şudur: istenen tazminat herkesten doğru ortantıda mı talep ediliyor?
      • benim örneğim: karayolunu kullanan kamyon, tır ve spor araçları yıpranmaya daha çok sebebiyet veriyor diye bunlardan daha yüksek bedel istenmesi daha doğru mu?
      • bu komşuluk etkisini ölçmek için devletin kullanılması da ayrı bir komşuluk etkisi yaratır (paradox)(=bürokrasiyi arttırarak maliyet artmasına sebep oluyor)
      • Tarihsel açıdan baktığımızda , Henri Simmons zamanında devletin boyutu bugüne göre daha küçüktü. O zamanki liberallerin bazı etkinliklerini devletin üstlenmesi, liberalizme gölge düşürmezdi. Bugün ise gölge düşürür.
      • "Özgürlük, yalnızca sorumlu bireyler için savunulabilir bir hedeftir" (s63) "sorumsuz diye nitelediklerimiz için himaye zorunludur" (s63)
        • çocuklar ve delilerin özgürlükleri sınırlı olmalıdır
        • delilerin bakımı, komşuluk etkisi olmaması için, devlet tarafından yapılmalıdır. 
    • Sonuç
      • Devletin haksız şekilde müdahale ettiği sektörler:
        • tarım, petrol, şeker, ithal tarifeleri,ihracat kısıtlamaları, kira kontrolleri, fiyat ve ücret kontrolleri, bankalardaki uygulamalara müdahale, ulaşımın düzenlenmesi, sanayinin düzenlenmesi, radyo ve televizyona sansür, sosyal sigorta programları, yaşlılık ve emeklilik programları, meslek ve işlerin ruhsat ile sınırlandırılması, toplu konut yapı programı, zorunlu askerlik, ulusal parklar, posta, paralı yolların kamuya ait olması ve diğerleri

Paranın kontrolü

Büyük Bunalıma devletin yanlış düzenlemeleri yol açmıştır. Bugün devletin önlemleri ABD'deki ekonomik büyümeye başlıca engeli oluşturmaktadır. Devlet müdahalesi azaltılmalıdır.
  • Devletin azaltılmış rolü ile yapacakları
    • serbest ekonomiye parasal çerçeve sağlamak
    • istikrarlı yasal çerçeve sağlamak
  • Devlet politikaları, ekonomik istikrar için şunlardan oluşmalı
    • mali politika
    • para ve bütçe politikası
    • Bu ikisi şunlar ile alakalı
      • ulusal ve uluslararası para politikası 
  • İki görüş mevcut, ancak bu görüşlerin ikisi de kabul edilemez
    • Bir inanç var: tümüyle otomatik bir altın standardı isteniyor, ve bu yapılabilir deniyor
      • bununla istikrarlı ortam oluşturulabilir deniyor
      • bununla bireyler ve ülkeler arası ekonomik işbirliği desteklenebilir, hem de bunu engelleyen sorunları çözer
    • İkinci inanç: önceden kestirilemeyen koşullara uyum sağlamak gerekiyor
      • bunun için teknisyenler grubu, bağımsız bir merkez bankasından veya bürokratik organdan biraraya getirilecektir
      • bunlara geniş ölçekli kişisel karar verebilme yetkisi ve gücü verilecek
  • Ortak yaygın görüşe göre, devletin para işlerinde belli ölçüde sorumluluğu olması gerektiği şeklindedir. Piyasa bunu kabul etmiş haldedir. (ama bu doğru olduğunu göstermez)
    • Ayrıca para kontrolü, ekonomiyi denetlemeyi ve biçimlendirmeyi sağlar. Bu piyasanın ortak görüşüdür.
    • Lenin'e göre "bir toplumu yıkmanın en etkili yolu onun parasını yıkmaktır"
    • Sorun, devlete verilen bu güç,özgür toplumu zayıflatacak şekilde kullanılmaması için, gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmektir.

Bir mal standardı

Para fiziksel mal değildir. Oysa altın, gümüş, sigara ve konyak fiziksel maldır. Para üretilemez ama mal üretilir. 
Teknik koşulları geliştirmek para miktarını/zenginliği arttırmaz ama mal miktarını/zenginliği arttırır (benim notum: zenginlik para veya mal üzerinden olabilir).
Talep artışı paraya değer katmaz ama mala değer katar (benim notum: talep düşüşü de paranın değerini düşürmez ama malın değerini düşürür).
  • Problemler: 
    • mal üretimindeki zorluklar ve bununla alakalı maliyetlerin değişkenliği.
    • Mal olarak çeşitli mallar var, ve her çeşit mal için bir para birimi var (benim yorumum: malın değeri onu para şekline sokuyor, örneğin bir koyun 100 usd ise bu onu bir para birimi yapar), ama buna göre sorun şu; mal para birimi standart değil (yorumum: çünkü bir inek = 1000 usd ise o zaman koyun para birimi < > inek para birimi)
Devletin kağıt olarak çıkardığı paranın itibari bir değeri var. Devletin çıkardığı mevduat belgelerinin (hisse senetleri) de itibari değeri var. 
Devlet mal ile ödeme yerine, para ve mevduatı tercih etmiştir (yorumum: devlet itibari değer ve standart bir değer birimi ile ödeme yapmayı tercih ediyor.)

1930'larda mal üzerinden para birimi belirlemeye hevesli olanlaresasen bunu kullanmayı istemiyorlar. Çünkü hem buna inanmıyorlar, hem de üretim için maliyetlerin yüksekliğinin farkındalar. Buna göre, krizlerde söylendiği gibi, paranın kağıt olması (mal karşılığı olmaması) esas sorun değildir. Paraya güven var diyebiliriz.

Ekonomik krize dair sebep arama şu şekilde olmamalı: "post hoc ergo propter hoc" yani: "bundan sonra ve bundan dolayı".

1930 ve sonrasındaki yıllarda oluşan şiddetli gerilemeyi açıklayacak geçerli bir sebep yoktur.

Banka batışları ve banka örneği:

Bankaya yatırdığınız 1 USD'yi banka başkasına borç verecektir ve banka kasasında 20 cent kalacaktır. Bütün bankalar ellerindeki 1 USD mevduat karşılığında, mevduat olarak (hesap sahibi müşterilerine) birkaç dolar borçludurlar (şöyle bir yoruma varmışım, ama neden anlamadım: yani para sanal olarak mevcut).

Mudiler (hesap sahipleri) bankadan topluca para çekmek istediklerindefiziksel ödeme için banka alacaklarının tahsilini istemesi gerekir. Bunun oluşması sonucu, borçlular da, kendi alacaklarını tahsil etmek isteyecekler ve alamayacaklardır. Bu da zincir iflasları getirecektir.

Böyle bir şey oluşmaması için, Federal Rezerv Sistemi (FRS) bu bankalar paniğini savuşturabilmek için kuruldu. Federal rezerv, mevduatların paraya çevrilmesini oybirliği ile askıya alarak tedavi edici etki eder, kısır döngüyü kırar. Ayrıca gerekirse nakit sağlar. Bu sistem/kuruluş 1907 krizinde iş gördü, ama 1930 krizinde hiç işe yaramadı, FRS olaylara seyirci kaldı.

Clemenceau şunu demiş:"Para merkez bankerlerine bırakılmayacak kadar ciddi bir konudur"

Sonuç:

FRS'ye geniş özerklik verilmesi bir hataydı

Yetkililer yerine kurallar

  • Devlet müdahalesinden uzak bulunan parasal sistem
    • serbest girişim ekonomisine parasal çerçeveyi sağlamalı
    • ekonomik ve siyasal özgürlüğü tehdit etmemeli

"Bunun için tek yol hukuk devletini gerçekleştirmektir, yasa gücünde kurallar koyan insanlar (=bağımsız sivil bireyler) değildir." (s90)

  • Parasal alanda karar almada uygulanacak kurallar şöyle olmalıdır:
    • genel kurallar konursa
      • bu tekil durumlara hitap etmeyecek aksine problem yaratacaktır
      • yeni fikirleri, deneyleri, değişimi ve gelişmeyi engelleyecektir
      • çünkü çoğunluk kararı, bireysel kararları sansürleyecek ve engelleyecektir
Para miktarı = dolaşımdaki para, ticari bankaların tüm mevduatlarının toplamı

6. Bölüm Eğitimde devletin rolü

Temel öğretim, STK veya devlet organları ile yönetiliyor. 

Devlet öğretime hem komşuluk etkileri sebebiyle müdahale etmiştir, hem de kabaca himaye sebebiyle müdahale etmiştir.

  • Komşuluk etkisinin iki alanda sonuçları var, ve farklı müdahale büyüklüğü var
    • genel yurttaşlık eğitimi
    • uzmanlaşmış mesleki eğitim
  • Okullarda iki çeşit bilgi aktarımı var
    • eğitim : dikkate alınacak şey eğitimdir
    • öğretim : devlet öğretim yapar
    • ikisinin ortak noktaları var, ama ikisi de farklı şeyler. 

Yurttaşlık için genel eğitim

Toplumun istikrarlı ve demokratik olması için gerekiyor. 

  • Eğitimin verdikleri:
    • çoğunluk en az düzeyde okuma yazma bilmelidir
    • çoğunluk ortak değerleri kabul etmelidir

Bir çocuğun eğitimi hem ailesine hem de başkalarına fayda sağlar. Çünkü çocuk ilerlemeyi sağlar. Buradaki komşuluk etkisi şudur: kimin demokrasi etkisinden faydalandığı bilinmiyor.

Ailenin çocuğuna belii standartlarda öğretimi sağlamak için parasal masrafa girmesi gerekiyor, parası yoksa yardım programları ile çocuğa destek olunur. Ama devletin kaynakları sınırlıdır. Çocuk sayısı ve aile zenginliği değişiyor. Bölgesel olarak değişiklikler devletin müdahalesini farklı ölçülerde gerektiriyor. Devlet eğitimin içeriğinde standartlar koyuyor ve bunu uyguluyor. Bu devlet müdahalesi toplumca kabul ediliyor( 'ortak değer = müdahale' olarak görülmüyor) . Ancak bu müdahale ayrım da yapıyor, mezhebe bağlı okullar yardımlardan faydalanamıyor.  Faydalanmaması ile avantaj sağlanıyor, ortak değerlerin içeriği dini kısma kaymıyor (yani elde edilen avantaj eğitimi ortak değerlerden uzaklaştırıp dini eğitime çevirebilmek oluyor). Bu özgürlükte sınırlamadır. Öğreti aşılamada demek ki belirli sınırlar var. 

  • İki husus var, aralarında da bir sınır var. Bu sınırın nerede olduğu tam tanımlanamaz.
    • gerekli sosyal ortak değerleri sağlamak
    • inanç ve düşünce özgürlüğünü engelleyen öğreti aşılama

Kapitalizm ve ayrımcılık

"Herhangi bir toplumda ayrımcılığın sürdürüldüğü alanlar son derece tekelci yapıda olanlardır; buna karşılık, en geniş rekabet özgürlüğü olan alanlardaysa, belirli renk ya da dini gruplara karşı ayrımcılık en düşük düzeydedir". (s180)

Azınlık grupları bu temel değişikliklerin olmasını kapitalist toplumda isterler. Ancak bu gruplar özgürlüğün artmasını sağlamak için serbest piyasayı desteklemek yerine kapitalizme karşı duruş sergiliyorlar. (s180 özeti)

Üretici/satıcı için ekonomik randıman avantaj sağlar. Ekonomik randıman düşük maliyet gerektirir. Düşük maliyeti sağlamak için üretici, üretkenlik randımanı ile alakalı tercihler yapmalıdır.

Ayrımcılık yapan üretici, üretkenlik randımanı ile alakasız bir tercih yapar. Bu da onun maliyetini arttırır, sonuç olarak, o üretici serbest piyasanın dışına itilir.(G.S. Becker "Economics of discrimination" 'dan Friedman'ın alıntısı galiba S181)

"Ayrımcılık yapan insan, yaptığının fiyatını öder" (s182)

  • Ayrımcılık, örneğin, sanat konusunda farklı ırkçılık konusunda farklı çeşittedir.
    • Sanatta bir çeşidi tercih etmek paylaşılabilir. Bu ayrımcılık olarak görülmez
    • Ama ırkçılıktaki beğeni, eşit olarak algılanmaz (yorumum: yani ırkçılık bencilliğe dayanır)

Ayrımcılık paylaşılmayan (bir duygu) beğenidir. (anlayışla karşılanmaz). 

Adil istihdam uygulamaları yasası

ABD'de işe almada ayrımcılığı önlemek için FEPC bazı eyaletlerde kurulmuştur. 

FEPC= Fair Employment Practıces Commissions =Adil istihdam uygulama komisyonu

Bu kişilerin birbirleriyle gönüllü iş anlaşmaları yapma özgürlüğüne müdahaledir (yorum 1: ama maliyeti düşürmeyi sağlar, bu acayip, bence iyi bir şey. Yorum 2: maliyeti işveren açısından düşürüyorsa bu arz ve talepe karşı bir uygulama olur, adaletsiz ve sakıncalı olur Yorum3: maliyeti işveren açısından düşürürse bu şirketin dış rekabete karşı dayanıklılığını arttırır, buna göre çalışanların iş kontratlarını uzatmalarını sağlar, müşteri de daha uygun fiyatlı ürün elde eder, buna göre herkes kazançlı olabilir)

Çalışma hakkı yasaları

"Bu yasalar, işe almak için bir sendikaya üye olma koşulunu yasadışı saymaktadır" (s189). 

Bu iş sözleşmesi özgürlüğüne müdahale etmektir.

Okul öğretiminde ayrım

Okullardaki öğretimi devlet yapıyor ve yönetiyor. 

8. Bölüm: İş ve işgücü çevrelerinin sosyal sorumluluğu ve tekel

Kişisel rekabet serbest piyasada yoktur. Rekabetçi piyasa kişisel olmayan karakterdedir.

Tekel kişisel rakipliği içerir. Tekel belirli birey veya işletme belirli mal veya hizmeti elde etmede kontrol sahibidir. Tekelde sosyal sorumluluk vardır (bu da acayip, esasen yoktur. sosyalist düzende herşey tekeldir, görünüşte sosyal sorumluluk vardır, ama esasen ayrımcılık vardır: politbüro üyeleri ve ailelerine ayrımcılık yaparlardı. Keza bugün dahi, kapitalist düzen içinde, tekelin bulunduğu her ülke ve sektörde aynı ayrımcılık gözlemleniyor)

  • Tekelin kapsamı: 3 alanda tekel vardır; sanayii, işgücü ve devlet
    • Sanayii
    • İşgücü = sendikalar, yüksek ücretli işçiler çalıştırılmasını sağlar. Ancak şirket bu sebeple daha az kişi istihdam eder.
    • devlet, devlet desteğinde tekel:
      • Radyo ve TV sansür kurulu
      • eyaletler arası petrol taşıması ve denetlenmesi
      • Hava yolları denetimi
      • Banka denetimi
      • Yapı denetimi 
      • Telif hakları ve patentler (s207-208)

  • Tekel kaynakları:
    • teknik nedenler
    • doğrudan ve dolaylı devlet yardımları
    • özel danışıklı düzenler

9. Bölüm: Çalışma ruhsatı uygulamaları

Ortaçağa kadar lonca sistemi vardı, yıkılması özgürlüğü sağladı. 

Lonca ABD ve Avrupa (ve Asya?)'lardaki, devlet ve yarı devlet yetkilisi izni ile istenen ticaret ve meslek sürdürülebilirdi. Bugünkü düzene göre, eyaletten ruhsat almak, lonca sistemi ile aynı şey.

Bu bireyin kendi kaynaklarını kullanmaya yönelik getirilen kısıtlamadır.

Ruhsatlandırmada yasalar bir meslek/üretici grup adına yürürlüğe konur: perakendeciler (esnaf) grubu, petrol üreticileri, çiftçiler, çelik işçileri, mimarlar, eczacılar, muhasebeciler.

Burada savlar kamu yararını korumak, dolandırıcılığa karşı koymak.

Gellhorn (s228)'a göre acayip meslek alanlarına kadar bu ruhsatlandırma yapılması bir excessif durum.

Bu meslek grubu ruhsatlandırılması mesleki yeterliliğe genellikle dayandırılmamaktadır. Örnek:1952 Teksas kararnamesi eczacılık için komünist olmamayı gerektiriyordu.

Ruhsatlandırmanın ortaya çıkardığı politika sorunları

Kontrolün 3 değişik basamağı şunlar: tescil, belgelendirme, ruhsatlandırma.

Tescil= bir etkinliğe girişirken adını resmi kütüğe yazdırma

Belgelendirme= bireyin belirli yetenekleri olduğuna dair belge verilmesi. Belgesi olmayan kişilerin de bir uğraşıyı yeteneklerini kullanarak uygulamasını engellemez. Bazı eyaletlerde mimari danışmanlık buna dahil. Muhasebecilik de öyle.

Ruhsatlandırma=Yeterliliğini kanıtlayan kişinin yetkili yerden ruhsat alarak uğraşıya girebilmesidir. Ruhsatı olmayan kişi, uygulamaya girişirse para ya da hapis cezasına çarptırılabilir.

Haklı görülebilir durumlar (Neden)

Tescil=Diğer hedeflere erişmede yardımcı olur. Ateşli silah satan mağazaların tescillenmesi, silahların yasadışı örgütlerin eline geçmesini engeller. Vergilendirmeyi kolaylaştırır. Dolandırıcılığa karşı koymayı mümkün kılar.

Belgelendirme= Özel piyasa kendisi yapar (?). Kalite garantisi. Belgelendirmeye karşılık tahsilat yapılması gönüllü olmayabilir. Yani insanlar istemeyerek belge sahibi olabilirler.

Ruhsatlandırma= iş konusu hakkında yetersizliği engellemek. Uzmanlığı kanıtlayabilmeyi sağlamak.

Tıbbi Ruhsatlandırma

Amerikan Tıp Cemiyeti bir sendikadır. Bu uğraşıya girmek isteyenlerin sayısını kısıtlayabilme gücüne sahip. 

  • Bu kısıtlamayı:
    • yüksek maaş uygulatma ile yapabilir
    • tıp okullarına standartlar koyarak
    • tıp okullarındaki öğrenci sayısını kısıtlayarak yapabilir
    • örnek: 
      • meslek okuluna girişte başvuru reddi
      • okula giriş standardını çok yüksek tutmak
Problem tıptaki maaş yüksekliği. Maaş hakkında kendi ileri sürdükleri sebep şu: tıptakiler ahlaka uygun uygulamalar yapması için yüksek gelir gerekiyor.
Hastanelerin tıp eğitimi ve hastaneler danışma kurulunca onaylanır. Böylece cemiyet toplu uygulamaları engelleme kuvvetine sahiptir. Washington'da cemiyete antitröst davası açılarak ve kazanarak bu uygulamadan kurtulabilmişlerdir. 
Cemiyete ön ödemeli sistemlere esasen karşı çıkar. 
Sonuçta ruhsatlandırmanın topluma yararı yoktur.

10. Bölüm: Gelir Dağılımı

20. yüzyılda Batı ülkelerinde gelir eşitliğine olan inanç vardı. Bu toplumsal bir hedefti. Ayrıca toplum bunun yerleşmesi için devletin kullanılmasına razıydı. 

  • Şu sorular sorulmalı
    • Eşitlik için devlet müdahalesi gerekli mi?(ahlaki soru
    • Alınmış önlemlerin sonuçları nelerdir? (somut bilimsel soru)

Ahlaki açıdan dağılım

"Kendisinin ve sahip olduğu araçların ürettiği kadar" ilkesine dayanılır. Bu devlet müdahalesine dayanmaktadır. Zira bu mülkiyet hakları yasalar ve toplumsal geleneğe dayanmaktadır, ve bunlar devletin işlevlerindendir.

Uygulamaya baktığımızda ürüne uygun ödeme yapmak gereklidir. Kişiler zevk ve yaşam biçimleri sebebiyle kazançlar eşit değildir. İşin cinsine göre gelir değişir, zor işler daha çok kazandırır.

  • Toplumun tümü için durum:
    • Parasal gelir farklılığı = net fayda
    • Uğraşının ve ticaretin farklılıkları = farklılık
Buna Rağmen uygulamada eşitlik sağlamak eşitsizlik doğuruyor
  • Bireysel durum
    • Başlangıçta herkes eşitti
    • Toplum içinde bazı kişiler risk alarak kazançlarını arttıracak. Bu bir piyango gibi
    • Birileri daha çok kazanacak
    • Risk alanın kazandığı gelir, kendisinde kalacak
  • Devlet müdahale etmemeli
    • Devlet bireysel kazancı (piyango gibi) kazanmayanlara eşit olarak dsğıtırsa,piyango oynamanın veya risk almanın hiç manası kalmaz
    • demek ki insanların tercihleri ve bunları tatmine yönelik uygulamaları gerçek eşitsizlik sonucuna varacaktır.
  • Vergi eleştirisi
    • Devletin koyduğu vergiler bu piyangoyu eşitleyen bir usnur değildir. Eşitlik oluşmasını sağlayamaz.
    • Vergilendirme haklı da gösterilemez. Çünkü vergi oranları çoğunlukla piyangoda kazanmamış kişilerce oylanır
Gelir dağılımında eşitsizlik konusunda miras ve kazanılmış gelir arasında ayrım yapılır. Miras uygunsuz olarak görülür.
  • Üç gelir kategorisi örneği:
    • Genetik kalıtsal beceri ile gelir kazanma
      • örnek: Opera sanatçılığı
    • Aile zenginliği kullanılarak ticari kazanç sağlanması, Milyoner oğlu/kızı işletme kurması.
    • Miras
Mantıksızlık şunu söylemektir. Birisi yüksek gelir ile elde ettiğini miras bırakamaz demek mantıksızlıktır.
İkinci mantıksızlık: başkasının elinizdeki birikimi başkasıyla/ bir grup ile paylaşmaya zorlamasıdır.

Ürüne göre dağılımın araçsal rolü

Burada kaynakların tahsisi önemlidir. 

Kişi gönüllü alışverişte ürüne eklediğinin tümünü alamadıkça neyi alabileceğine odaklanır. Alışverişte karşılıklı yarar önemlidir. Zorlama işbirliğinin yerine geçerse var olan kaynaklar toplamını değiştirir. 

"Bir toplumun istikrarlı olması, üyelerinin önemli bir bölümünün düşünmeden benimseyeceği temel yargı değerlerinin özünün bulunmasına bağlıdır" (s269-270)

  • Düşünmeden benimsenebilir temel yargı değerleri:
    • kaynakların tahsisini kolaylaştırmak (promotion & distribution)
    • ürüne göre ödeme yapmak (product & price)

Bunlar, piyasa ekonomisi var olması için, araç değil, şart/olması zorunlu mutlak gereklerdir.

Gelir dağılım olguları

Bir ülke kapitalizmi çok benimsemiş ise gelirden sermayeye ödenen pay azdır (1/5), insana ödenen pay büyüktür (3/5).

Kapitalizmin zayıf olduğu ülkelerde (Mısır, Hindistan) mülk payı %50 . Yani kapitalizm maddiyatçı değil insana odaklıdır.

Kapitalizm toplumu eşitliğe götürür, ve diğer sistemlere göre en eşitlikçidir.

"Kapitalizm statüyü ortadan kaldırır ve toplumsal hareketliliği getirir"(s277).

Gelir dağılımını değiştirmekte kullanılan devlet önlemleri

En yaygın yöntem gelir ve veraset vergileridir. Bunlar amaca erişmekte başarılı yöntem mi? Buna cevap net değildir. Çünkü istatistiklere göre az da olsa etkisi var.

11. Bölüm: Sosyal Refah Önlemleri

Çeşitli Refah önlemleri

  • Kamuya konut edindirme = başarısız
  • Asgari ücret yasaları = başarısız
  • Tarım destekleme fiyatları = başarısız
  • Yaşlılık ve hayatta kalma sigortası

12. Bölüm: Yoksulluğun hafifletilmesi

Kişi mesleğine göre değil sadece yoksul olduğu için yardım almalı.

"Çıkar çatışması varsayılan şeyi ya da çıkarlar konusundaki görüş ayrılığını, çatışmayı ortadan kaldıracak bir çerçeve sağlayarak ya da insanları farklı çıkarlara yönelmeye ikna ederek değil, bireyleri kendi çıkarlarına karşı davranmaya zorlayarak çözüme kavuşturmaya çalışırlar". (s323)

"Dolayısıyla bu önlemler, insanlarca bilinen en kuvvetli ve en yaratıcı güçlerden birinin, yani milyonlarca bireyin ilgilerini geliştirme, hayatlarını kendi değerlerine göre yaşama çabasının karşısında yer alır. İşte söz konusu önlemlerin çoğu zaman amaçlanan tam tersi etkide bulunmasının ana nedeni budur". (s323)

A.V.Dicey: (s257-258 a.g.e.) "Devlet müdahalesinin özellikle yasama biçimindekiyararlı etkisi doğrudan, anında ve görülebilirdir; buna karşılık kötü etkileri dolaylıdır, yavaş ve aşamalı olarak gelişir, göz önünde değildir. ....devlet yardımının kendi kendine yardımıortadan kaldırdığıgibi yadsınmaz bir gerçeğin bilincine varanlar azdır. Böylece insanların çoğunluğu devletin müdahalesine gereksiz bir hoşgörü göstermektedir. Bu doğal eğilim belli bir toplumda ancak bireysel özgürlük lehine bir direnme ya da önyargının varlığoıyla dengelenebilir... Dolayısıyla yalnızca kendi kendine yardıma olan inancın kaybolma yönünde gerilemesi,...,bu bile kendiliğinden, sosyalizme eğilimli yaşamanın gelişmesi için yeterlidir" (s325)

"Merkezileşmiş güç, onu iyi niyetli yaratanlara zarar vermez diye bir şey yoktur" (s325)

Comments

Popular Posts